zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: Ocak 2011
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2011_01_01_archive.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 21 Ocak 2011 Cuma. Ne kadar zaman oldu sana yazamadım. Vaktim yoktu demeyeceğim, evde boş boş tavana baktığım zamanlar gelir aklıma, ayıp ederim sana ve en önemlisi kendime. Doğrusu, yazacak bir şey bulamadım. Şimdi de pek bir şey bulmadım ama yazmadıkça mesafeler daha da uzayacak, bu böyle olmaz o yüzden başlıyorum dökülmeye. Gördüğün gibi şaka da yapıyorum. Peki sen hala şaka yapabiliyor musun en ciddi anlarda? Yoksa bitirdin mi o şarkıyı? 13 Ocak 2011 Perşembe.
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: Şubat 2011
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2011_02_01_archive.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 20 Şubat 2011 Pazar. Akım hızlanıyorsa durağan basınç azalır. Bernoulli işte! Akımın hızlanıp hızlanmadığını bilmiyorum ama basınç kesinlikle artmıştı. 6 Şubat 2011 Pazar. Kapıdaki nöbetçiye başıyla selam verdi. Uykulu adam şaşırmıştı patronunun işe bu kadar erken gelmesine. Üst kattaki odasına geçti. Şapkasını ve paltosunu askıya astı, masasına oturdu. Masasının üstündeki kağıtları karıştırdı. Aradığını buldu. Beş yıl öncesinden bir kağıt, k...Onun bütün çalışmalar...
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: Nisan 2011
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2011_04_01_archive.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 25 Nisan 2011 Pazartesi. Uzaktaki şehrimin damları üzerinden. Ve Marmara denizinin dibinden geçip. Bu, üç dakikalık bir zamandı. Sonra, telefon simsiyah kapandı. Anlatıcının notu: İbrahim Bey Usta'nın bu şiirini hatıratının bir sayfasına kocaman harflerle yazmış ve altına şu notu düşmüştü:. 8 Nisan 2011 Cuma. Kelimeleri olmayan bir hikaye. Sıcak şarap, soğuk meydan. Dört günlük bir şey işte. Bir tekilin çoğulu, şimdiki geçmiş zamanın hikayecisi. Yeni Yıl ve Kuşlar.
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: karanlık yazı.
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2012/11/karanlk-yaz.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 19 Kasım 2012 Pazartesi. Önümde boş bir kağıt, elimde kalem. yazsam içimin karanlığı akacak kağıdın üstüne, belki de mürekkebe bile gerek kalmayacak, yazsam içimdeki korku, içimdeki nefret, içimdeki fırtına kağıdı önüne katıp kimbilir hangi uzun cümlenin virgülüne götürecek, hangi ünlemde dinecek? Yazsan geçer." derler; yazdım, geçmedi. yine yazsam, bu sefer geçer mi? Yoksa bu kağıdın beyazlığına da yazık eder miyim? Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Yeni Yıl ve Kuşlar.
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: Ekim 2010
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2010_10_01_archive.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 27 Ekim 2010 Çarşamba. Gara indiğinde yüzüne tokat gibi çarpan soğuk ve arkasında bıraktığı sıcaklıkların hüznü artık eskisi kadar yormuyordu yüreğini. Alışmıştı artık gidip gelmelere. Her gidip gelişinde iki taraftan da biraz daha koptuğunu hissediyordu. Tekrardan bavulunu omzuna alıp tramvay durağına doğru yürümeye başladı bu esnada da dudaklarından sessizce "hadi yeniden başlayalım bakalım" sözleri döküldü. İbrahim Bey bir şeylerin değişeceğine inanarak gelmi...
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: tak.
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2014/03/tak.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 8 Mart 2014 Cumartesi. Evimin duvarına dakika atladığında "tak" diye ses çıkaran bir saat asmak isterdim, böylelikle zamanın geçişini her seste içimde hissederdim. Geçmişten ve gelecekten zamanın izdüşümlerini içimde hissederdim. bir tik geçmişim için, bir tak hiç bilemeyeceğim gelecekteki ben için. Aklımın duvarlarına resimler asmak isterdim. Bir cinayet romanının baş kahramanı çözsün diye. çözer mi ki? 8 Mart 2014 01:48. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom).
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: zamanın göz kırpması
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2012/11/zamann-goz-krpmas.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 15 Kasım 2012 Perşembe. O an bir üşüme hissetti. Uzun süre sonra hissettiği ilk duyguydu. Yalnızlıktan mı, uzaklıktan mı, yoksa kışın gelmesinden mi üşüyordu, bunu bilmiyordu. Önce ağlayacak gibi oldu, gülümsedi tekrardan. Etrafındakileri incelemeye başladı. İnsanlar garipleşmişti. Konuştukları dil garipleşmişti. Ne olduğuna anlam veremezken onu gördü karşısında. Aradığı değildi. Paltosunun yakalarını kaldırmış, üşüyen ellerini cebini sokmuş, düş...Ona bakan adamla ...
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: yabanmersini etkisi
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2013/09/yabanmersini-etkisi.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 3 Eylül 2013 Salı. Çatısında kartal heykelleri olan taş binanın kapısı yavaşça açıldı. Omuzları düşük vaziyette yüzünde yorgun bir huzurla İbrahim Bey göründü kapının ardında. Yanında onunla konuşan veya onu görmeyip yanından geçen, hareretli hareretli tartışan bir grup insan vardı. Onları yararak aralarından sıyrıldı ve sokak lambasının yanına kadar yürüdü. Derin bir "ohh" çekti. Söylemek istedikleriniz şimdi mi kulağıma gelecek? Başından beri bana bir şeyler öğret...
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: Ağustos 2010
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2010_08_01_archive.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 24 Ağustos 2010 Salı. Gecenin yıldızsız bir saati, dolunay gülümsüyor camdan içeriye doğru. Camın dışından bir ses. Alışıldık sıcaklığının altında geçen bir yazın son gecesinde mevsimin son ağustos böceği gökyüzüne doğru son şarkılarını söylüyor. "Elveda! Yazıyı yeniden okurken ağustos böceğinin yeniden şarkısına başlamasını iyiye işaret olarak algılamak istiyorum.". 17 Ağustos 2010 Salı. Sen yaprakları ağaçlarından erken düşürmeye devam ettikçe, ben senin yakanı bı...
zamaninizdusumu.blogspot.com
Zamanın İzdüşümü: sofra.
http://zamaninizdusumu.blogspot.com/2012/10/sofra.html
Zamanın izdüşümlerini kağıda aktarmak. 30 Ekim 2012 Salı. Sahildeki meyhaneye geldiğinde saat sekizi onbir geçiyordu. "Onbir dakika, akademik sürenin içinde" diye düşündü, eski hayatından kalma alışkanlıklarına gülümseyerek içeri girdi. Rakılar dolduruldu ve kadehler kalktı. Kimse beylik laflar etmeyi sevmezdi. Belli belirsiz "sağlığınıza! Gece bitti. Her gecenin sonunda olduğu gibi sallana sallana evine doğru yürümeye başladı. Evinin önüne geldiğinde durmadı, yoluna devam etti. Eve giresi yo...Ya o deği...